09 Ekim 2024

SEO Makaleler

SEO – Teknoloji, Bilişim, İnternet Dünyasından Haberler

Bir fikrim var” diyene 100 bin lira kredi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, “Türkiye Marka Zirvesi’nde bu yıl başlattıkları tekno girişim desteği ile 100 öğrenci ve akademisyene geri ödemesiz 100 bin lira sermaye vereceklerini söyledi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin istenilen düzeyde ihracat yapabilmesinin ancak dünya çapında imajı olumlu ve tanınan markalar vasıtasıyla mümkün olacağını söyledi. Bakan Ergün, Bilkent Üniversitesi Marka Yaratma ve Yönetme Kulübü’nün bu yıl ikincisini organize ettiği ”Türkiye Marka Zirvesi”ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada, firmaların mallarını veya hizmetlerini tüketicilere sunarken rakiplerinden farklarını da ortaya koymaları gerektiğini, bu farkın da öncelikle kalite ve özgün tasarımlarla sağlanabileceğini belirtti. Bunun için kullanılacak işaretin de marka olduğuna ifade eden Ergün, markalı malların alıcıların tercihlerini belirlemedeki en önemli etkisinin, tüketici gözünde edinilen kalite ve güvene bağlı olumlu imaj olduğunu söyledi.

Tüketicilerin, beklentilerine cevap veren ürünleri tekrar tekrar satın almasıyla, giderek markayla tüketici grubu arasında sıkı bir bağ oluşmaya başladığına dikkat çeken Ergün, firmaların da bu bağı daha da güçlendirmek için çeşitli reklam ve satış stratejilerine başvurduklarını, böylece alıcının başka bir markayı tercih etmesinin önüne geçmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye’nin ihracatında markalaşmanın yerinin her geçen gün daha büyük önem kazandığına vurgu yapan Ergün, ihracatta markanın, ülkeye giren döviz miktarının yanı sıra firmanın ve ülkenin rekabet gücünü de artırdığını belirtti.

Fason üretim yapmak yerine dünya çapında markalı ürünler üretip ihraç etmenin, ülkeye giren döviz miktarını katlanarak artırdığını ifade eden Ergün, ”Tam bu noktada belirtmek gerekir ki, geçmiş dönemlerde ülkemiz ihracatının zayıf noktalarından biri uluslararası pazarlarda Türk markalarının yer edinememesi ve olumsuz Türk Malı imajı olmuştur. Artık bu imajın yıkılarak dünya genelinde olumlu bir imajın oluştuğunu görmekteyiz” dedi.

Türkiye’nin istenilen düzeyde ihracat yapabilmesinin ancak dünya çapında imajı olumlu ve tanınan markalar vasıtasıyla mümkün olacağını kaydeden Ergün, şöyle devam etti:

”Aynı şekilde, Türkiye’deki yerli işletmelerin yurt içi ve yurt dışı pazarlarda etkin ve devamlı olabilmeleri için güçlü markalar ile ön plana çıkmaları, gelinen noktada büyük bir mecburiyettir.

Artık Türk sanayicisi de küresel rekabette yerini almaya başlamıştır. Bugün Avrupa’da, Rusya’da, Ortadoğu ve Orta Asya’da, sektörel bazda tüketiciler tarafından bilinen ve tercih edilen Türk markaları vardır.”

TASARIM KULLANIMI

Uluslararası markalaşma sürecine katkı yapan önemli hususlardan birinin de tasarım kullanımı olduğunu ifade eden Ergün, kendilerinin de ülkenin tasarım stratejilerinin belirlenmesine ve toplumda ”Türk Tasarımı” imajının yerleştirilmesine yönelik kararlar almak amacıyla, Türk Tasarım Danışma Konseyi’ni kurduklarını hatırlattı.

Ergün, Konseyin üretimin katma değere dönüştürülmesi aşamasında en çok eksikliği hissedilen tasarım ve bu tasarımcılığın dünya pazarında tercih edilir konuma getirilmesine yönelik boşluğu büyük oranda dolduracağını kaydetti.

Gelecek yıl Ocak ayında, Konsey üyelerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katılımıyla bir çalıştay düzenleyeceklerini belirten Ergün, Konseyin ayrıca tasarım alanında bir Strateji Belgesi ve Eylem Planı da hazırlayarak, bu konudaki yol haritasını ortaya koyacağını bildirdi.

Ergün, ülkenin uluslararası rekabet gücünü belirleyecek en önemli faktörlerden biri olan marka ve markalaşma konularında mesafe kat edilebilmesinin, markaları da içine alan sınai mülkiyet sisteminin etkinliğinin artırılmasına bağlı olduğunu vurguladı.

Türkiye’deki marka tescil başvurularına da değinen Ergün, söz konusu başvuruların 2007 yılında 72 bine, geçen yıl ise 75 bine ulaştığını bildirdi. Ergün, Türkiye’nin marka başvurularında, Fransa ve Almanya ile birlikte Avrupa’da ilk üç arasında yer aldığını dile getirdi.

BİZ DE VARIZ DİYEBİLMELİYİZ

Sanayi ve Ticaret bakanı Nihat Ergün, “Türkiye marka Zirevsi’nde bu yıl başlattıkları tekno girişim semyayesi desteği ile 100 öğrenci ve akademisyene geri ödemesiz 100 bin lira sermaye vereceklerini söyledi.

Küreselleşen rekabet ortamında öne çıkmanın ancak özgün tasarımlarla, güçlü markalarla ve teknolojik değeri yüksek patentlerle mümkün olduğunu yineleyen Ergün, ”Türkiye olarak, farkımızı hissettirecek markalar çıkarmak durumundayız. Ancak bu şekilde giremediğimiz pazarların kapıları Türkiye’ye açılacaktır. Bu nedenle önümüzdeki dönemde hedefimiz, kendi markalarımızla uluslararası piyasalarda (Biz de varız) diyebilmektir” diye konuştu.

Ergün, bu yıl başlattıkları tekno girişim sermayesi desteğine de değindi ve her yıl ”bir fikrim var” diyen, ticarileşecek bir iş fikrine sahip olan 100 lisans son sınıf öğrencisi, yüksek lisans öğrencisi, doktora öğrencisi ya da doktorasını yeni bitirmiş genç akademisyene teknoparklarda yer hazırladıklarını ve kefilsiz, geri ödemesiz 100 bin lira sermaye verdiklerini hatırlattı.

Bazı kişiler ya da çevrelerin bu sermaye için ”gençler bu parayı batırırlarsa” dediğini belirten Ergün, ”Tamam batırsınlar. Onlar batırsın. Nice paralarımız nerelere gitti. 100 tane kafası çalışan adam paramızı batırsa ne olacak? Bu arkadaşlarımız arasından önümüzdeki yıllarda önemli tekno girişimciler çıkacaktır. 3 tane çıksa… 5 tane çıksa… 1 tane Bill Gates olsa ne olur? İyi bir şey olur ve o iyi bir şeye biz de destek olmak istiyoruz” diye konuştu.

SORULAR

Zirveye gelişi sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ergün, ”İkinci el araç satışlarında noter işlemleri kalkıyor bunun ekonomiye katkısı ne olacak?” şeklindeki soruya karşılık, e-devlet projelerine geçildikçe birçok işlemin ortadan kalkacağına işaret etti.

Ergün, ”Eskiden bizzat gidilerek yapılan işlemlerin artık elektronik ortamda yapılması söz konusu. Bu işlem maliyetlerini düşüreceği gibi işlemlerin hızını da artıracaktır. Kuşkusuz tartışmalar da olacaktır. Nihayetinde elektronik ortamın vazgeçilmez koşullarından birisi bunlar” diye konuştu.

Sanayi Bakanı ”noter işlemleri Emniyete devrediliyormuş bu yönüyle vatandaşa maddi bir külfet getirecek mi?” diye sorulması üzerine de şu anda ayrıntılı bir bilgisi bulunmadığını, gerekirse daha sonra bir açıklama yapabileceklerini söyledi.

Domuz Gribi ile ilgili bir soruya karşılık da Ergün, ”biz aşı grubunda değiliz ama ben olmayı düşünüyorum” yanıtını verdi.

About The Author

İş Dünyasından Haberler - Tanıtım Videosu - Sosyal Medya Yönetimi
deneme bonusu veren siteler